Dünyada her şey değişirken öğrenme ve öğretme yaklaşımlarının değişmemesi kuşkusuz beklenemezdi. Doğal olarak bu gelişmeler, tüm alanlar gibi matematik ve matematik öğretimini derinden etkiledi. Özellikle 1950’li yılların ortalarından itibaren matematikle ilgili çalışmalar yoğunluk kazanmaya başladı. Matematikte neyi, niçin, nasıl ve ne kadar öğretelim soruları, ilgilileri doğal olarak okulların matematik öğretim programlarını yenileme çalışmalarına yöneltti. Yaklaşık yarım asırdır gerek ilköğretim gerek ortaöğretim gerekse de öğretmen yetiştiren okulların matematik öğretim programları gelişmelere bağlı olarak yenilenme çalışmalarına devam etmektedir. Ancak programlarda yapılan değişiklikler, öğretmenlerin ne matematik ne de matematik öğretimine ilişkin yaklaşımlarını öngörülen düzeyde yansıtamadı. Kaçınılmaz olarak bundan en çok etkilenen öğrenciler oldu. Nitekim, eğitim kademesi ve sınıf düzeyi ayırmadan öğrencilerin akademik yetkinliklerine bakıldığında en fazla başarısızlığın yaşandığı derslerin başında matematik dersinin olması bunun en önemli göstergelerinden biridir.