Hukuk devleti açık veya örtük hep siyasetle ilişkili olmuştur. Foucaultcu bakışla hukuk zannedildiği gibi adalet ve hakkaniyet arayışının değil, iktidar arayışının bizatihi sonucu olarak doğmuş ve öyle de kurumlaşmıştır. Hukuk devleti ideolojilere, dünya görüşlerine, bilimsel disiplinlere, toplumsal kesimlere ve siyasi tutumlara göre değişiklik göstermektedir. Hukuk devleti herkese ve her durumda faydalı olmayabilir. Hukuka müracaat eden taraflardan biri genellikle kaybeder. Bazan ikisi birden kaybeder. Hukukun eşraf ve esnafı ise her durumda kazanır. Hatta haksızlık ve adaletsizlik arttıkça hukuk eşrafının iktidarı, hukuk esnafının ise kazancı artar. Nasıl ki sulh ve istikrar siyasetin ölümü ise, adalet ve eşitliğin yerleşmesi de hukuk kurumunun ölümü demektir.