DİVAN ŞİİRİNDE ANLATICI VE FATİH DİVANI’NDA ANLATICILAR

Divan şiiri 600 yıllık uzun bir zaman diliminde, Türk şiirinin ana gövdesini oluşturmanın yanı sıra, 19. yüzyıldan sonra yeni edebî akımların teşekkülü ile eski yaygınlığı kalmasa bile varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Günümüzde dahi bu anlayışla şiir yazan pek çok şair bulunmaktadır. Gerek divan şiirinde gerek diğer şiir akımlarında şairlerin bütün şiirlerini kendi gerçek kimlikleri ile yazdıkları şeklinde yaygın ve yanlış bir kanaat bulunmaktadır. Şiirde şairin ben dilini kullanması ve duygu, düşünce ve olayları kendisine aitmiş gibi anlatması bu yanlış kanaati beslemektedir. Oysaki şiir de tıpkı hikâye, roman, masal ve diğer edebî türler gibi kurmaca bir eserdir ve bütün kurmaca eserlerde hem anlatının kendisinin hem de anlatıcının kurmaca olması doğal bir sonuçtur. Bu çalışma ile şiirin kurmaca bir eser olduğu ve şairin şiirlerinde kurmaca karakterler yaratarak farklı sosyal tiplerin ruh hâllerini şiire yansıtmaya çalıştığı tezi irdelenmiştir ve bu tez Fatih Divanı üzerinde somutlaştırılmaya çalışılmıştır.

Kategoriler: Etiketler: