Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 10 milyara yaklaşacağı tahmin edilmektedir. Bu durum, gelecekteki nüfusu sürdürülebilir bir şekilde beslemek ve su kaynaklarına erişimini sağlamak gibi hayati bir sorumluluğu beraberinde getirmektedir. Günümüzde, küresel gıda sistemi, 7.5 milyar tüketiciyi ve bir milyardan fazla üreticiyi birbirine bağlayan, 10 trilyon dolarlık devasa bir ekonomiyi yönlendirmektedir. Ancak, bu sistemin temeli olan sağlıklı topraklar ve temiz su kaynakları, artan bir baskı altındadır. Dünya üzerindeki yaşanabilir toprakların yaklaşık yarısı tarım için kullanılmakta, ancak bu faaliyetler gezegenin ekosistemlerini geri dönülmez biçimde tahrip etmektedir. Güncel verilere göre, tarım arazilerinin %52’si orta veya şiddetli düzeyde bozulmuş durumdadır ve her yıl milyonlarca hektar arazi, kullanılmaz hale gelerek terk edilmektedir.