Güzel felsefenin önemli bir konusudur. Eşyanın varlığına ait farklı yorumları içinde barındırır. Özellikle İslam dünyasında eşyanın varlığının aşkın bir noktadaki ifadesi olan güzel, Batı dünyasında farklı bir bağlam içerisinde ifade edilmiştir. Bu farklılık zaman, zemin, kültür ve medeniyetler arasında kendini göstermiş ve göstermeye devam etmektedir. İslam dünyasında güzelin aşkın hali Kur’an ve hadislerden beslenerek Müslümanlar için dünya ve ahiret hayatının önemli bir parçası olmuştur. İslam kültür, sanat ve medeniyeti içerisinde en güzel eserleri ile kendini gösteren güzel, adeta bir hayat felsefesine dönüşmüştür. Kendilerine özgü medeniyet inşa sürecinde Müslümanların, hayatın neredeyse tamamına estetik bir kaygı ile yaklaştıklarını, cemal ve celalin aşkın tezahürünü aynı potada yoğurarak bir yaşam pratiği ortaya koyduklarını söyleyebiliriz. Kuşkusuz İslam düşüncesinin ve bu düşüncenin hayata yansımasına kaynaklık eden birçok düşünür vardır. Bize göre bu düşünürlerin en önemlilerinden birisi çalışmamıza konu ettiğimiz Gazâlî’dir. Huccetu’l-İslam ünvanlı Gazâlî, bize göre İslam düşüncesinin dönüm noktalarından biri kabul edilebilir. Fıkıh, kelam, tasavvuf, mantık ve felsefe alanında eserler veren düşünürümüz, bir dönemin İslam algısına damgasını vurmuş ve bu etki günümüze kadar süregelmiştir. Bu itibarla Gazâlî araştırmalara konu edilmekte ve görüşleri hala tartışılmaktadır. Biz de bu çalışmada Gazâlî’nin tartışmalara çok fazla konu edilmeyen estetik anlayışını ve bu çerçevedeki yorumlarını irdelemeye çalışacağız.