Klasik Türk edebiyatı, Osmanlı Devleti’nin yüzyıllar boyu hâkim olduğu geniş coğrafyada önemli izler bırakmıştır. Bu edebiyat alanında; Bosna, Kerkük, Kırım, Musul, Priştine, Prizren ve Tebriz gibi pek çok şehirde önemli eserler veren birçok güçlü şair yetişmiştir. Bu şehirler arasında büyük bir kültür, tercüme ve bilim merkezi olan, Medinetü’s-Selâm ve Darü’s-Selâm adlarıyla da anılan Bağdat da yer almaktadır. Evliyâ Çelebi’nin Seyâhat- nâme’sinde övgüyle söz ettiği ve önemle üstünde durarak anlattığı; şairleri, yazarları ve musanniflerinin çokluğundan bahsettiği Bağdat’ta Ahdî (ö. 1002/1593-94), Aklî (ö. ?), Âsım (ö. 1305/1887), Beyânî (ö. ?), Harîrî (ö. 1122/1710-11), Hatîbî (ö. 1220/1805-06), Hevâyî (ö. 1187/1773-74), Hüsnî (ö. ?), İlmî (ö. 1020/1611-12), Levendî (ö. ?), Muhîbbî (ö. ?), Rızâyî (ö. ?), Rindî (ö. 993/1585), Rûhî (ö. 1014/1605-06), Şefkat (ö. 1242/1826-27), Şemsî (ö. ?), Zihnî (1023/1614-15) gibi pek çok şair neşv ü nema bulmuştur. Bu şairlerden bazılarının eserleri günümüze ulaşamamış ya da henüz tespit edilememiştir. Bazılarının hakkında ise kısıtlı bilgiler ve şiir örnekleri mevcuttur. Elimizde şiirleri bulunan ancak kaynaklarda yer almayan Bağdatlı şairlerden biri de Halîlî’dir. Halîlî’nin hayatı hakkında birtakım bilgilere şairin aynı zamanda derleyicisi olduğu Sivas Ziya Bey Kütüphanesi Nu. 6722’de kayıtlı cönkteki manzumelerinden ulaşmaktayız. “İsmine Bagdâd dirler bir diyârum var benüm” ve “Bu Halîlî haste-dil men şehr tâ Bagdâd hey” mısralarından hareketle Halîlî’nin Bağdatlı olduğu anlaşılmaktadır. Şiirlerinde geçen pek çok ifade Alevî-Bektâşî inancına mensup olduğu izlenimi vermektedir. Çalışmamıza konu olan cönkte şiirleri yer alan şairlerin yaşadığı yüzyıllar ile Halîlî’nin Fuzûlî’nin gazeline yapmış olduğu tahmis, onun XVI. yüzyıl ya da daha sonraki bir tarihte yaşadığını göstermektedir.