İnsanlar “kişisel menkibe”lerini bulamadan ölüyorlar. Belki de hiç aramıyorlar. İnsan olmakla şereflerin en büyüğüne erişen varlığın geldiği konum; statüler arasında ilinti kurmak üzere birtakım rollerle vazifelendirilerek, yaka iğnesi mesâbesine indirilmek olmamalıydı. İnsan, toplum içinde yaşamak; benzerleriyle ilişki kurmak zorundadır. Bu, onun tabiatıdır. Toplumda hakettiği saygıyı görmek için, insan olmanın dışında ayrıca “başka bir şey” olmaya zorlanmamalıdır. İnsan çalışmak, üretmek zorundadır. Bu, onun erdemidir. Çalışmak için, kişilik pazarına gitmek zorunda bırakılmamalıdır insan. Erdemli insan kişilik pazarında alış veriş yapamaz. Ya pazarı terk edecektir, ya erdemini. İnsanı böyle zorlu bir ikilem karşısında bırakmak, herkesin bir şekilde payını aldığı, ortak değerimiz olan “insanlık onuru”na hürmetsizlik olacaktır.