Ülkemiz de iklim değişikliğinin etkisi altında. Aşırı yağışlar, seller, ani sıcaklık oynamaları, göllerin kuruması, su kaynaklarının kıtlığı hep tartışılan konular arasında. Ülkenin ekonomi lokomotifi olarak görülen inşaat ve yapılaşma sonucu ekolojik ayak izimiz artıyor. Elektrik, doğalgaz ve su faturalarımız kabarıyor, enerjide dışa bağımlılık doğrudan vatandaşa yük getiriyor. Aynı zamanda önemli bir afet ülkesinde yaşıyoruz ve dayanıklı yerleşimler oluşturmak için kendi enerjisini kendi üreten, kendi içine kapalı, dağıtık, dışa bağımlı olmayan küçük sistemlere geçmemiz gerekiyor. Güneşten, rüzgardan, jeotermalden, biyogazdan vb. yenilenebilir enerjilerden yararlanmamız, kendi enerji kooperatiflerimizi kurmamız, yerleşmelerimizi yayılmadan kompakt planlamamız ve binalarımızı enerji etkin tasarlamamız sürdürülebilirlik yolunda adım atmamızı sağlayacaktır. Yerleşimlerde enerji tasarrufu kampanyaları düzenleyerek atıkta geri dönüşümü yaygınlaştırabiliriz.