Klasik Türk şiiri, Osmanlının hâkim olduğu yerlerde kendine özgü mührünü vurmuştur. Gönül coğrafyamızın Priştine, Prizren, Bosna, Kırım ve Kerkük gibi pek çok şehri klasik Türk şiiri sahasında önemli eserler vücuda getiren güçlü şairlerin yetiştiği merkezler hâline dönüşmüştür. Bu merkezler kadar olmasa da 1571 yılında Osmanlı Devleti topraklarına katılmış olan Kıbrıs’ta da bu köklü gelenek dâhilinde eserler veren şairler yetişmiştir. Bunlar arasında II. Mahmut dönemi şairlerinden olup devrinde “re’isü’ş-şuʻarâ” diye anılan Hilmî (ö. 1848) başı çekmektedir. Hilmî’nin yanı sıra bu yerleşim yerinde Misâlî (ö. 1607), Zekâî (ö. 1648), Siyâhî (ö. 1710), Naîb (ö. 1717), Ârif Efendi (ö. 1725), Hızır Dede (ö. 1727), Musîb veya Musîb Mehmet Efendi (ö. 1754), Hacı Hasan Tahsin Bey (ö. 1861), Yusuf Ziya (ö. 1869) gibi önemli şairler yetişmiştir. Eski Zağralı Handî, Sezâyî, Hakkî, Hatif, Nâdirî, Salim, İffet, Kerimî, Tekî, Müftî Râci Efendi, Rüşdî gibi isimler bu halkanın XIX. yüzyıldaki diğer temsilcileridir. Kıbrıslı şairler topluluğunun bir diğer ferdi ise Şem‘î’dir. Şair hakkındaki bilgilere Kıbrıs’a dair önemli çalışmalarıyla gönüllere taht kuran Harid Fedai’nin, Hala Sultan Türbesi duvarındaki 1845 tarihli bir kitabe ile Küçük İzzet Cönkü’ndeki 14 manzumesinden hareketle sunmuş olduğu bir bildiri sayesinde ulaşmaktayız.