Sağlık, bireylerin yaşam kalitesini belirleyen en temel unsurlardan biridir. Modern yaşamın getirdiği stres, kronik hastalıklar, yaşlanan nüfus ve yaşam süresinin uzaması, alternatif ve destekleyici sağlık hizmetlerine olan ilgiyi her geçen gün artırmaktadır. Bu bağlamda, termal turizm; doğal kaynakların sağlık amaçlı kullanımı ile turizmi buluşturan çok boyutlu bir alan olarak öne çıkmaktadır. Termal turizm, yalnızca fiziksel iyileşme sunmakla kalmayıp, ruhsal dinlenmeyi, sosyal etkileşimi ve çevresel farkındalığı da teşvik eden bütüncül bir yaklaşım sunar. Türkiye, zengin jeotermal kaynak potansiyeli, tarihi kaplıca kültürü ve sağlık turizmine yönelik stratejik politikalarıyla bu alanda büyük bir avantaja sahiptir. Ancak bu potansiyelin sürdürülebilir, erişilebilir ve bilimsel temellere dayalı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.