Arap şiiri, Arap Edebiyatının en önemli ürünlerindendir. O, aynı zamanda Arap dilinin, gramerinin ve edebî sanatlarının günümüze ulaşmış arşivi niteliğindedir. Bu bağlamda tasavvufî şiirin de Arap Edebiyatında önemli bir yeri vardır. Tasavvufî şiirleriyle Arap Edebiyatına dil, sanat ve tema açısından önemli katkılarda bulunmuş şairlerden biri de 576/1180 – 632/1234 yılları arasında yaşamış olan İbnu’l-Fârid’dir. O, şiirlerinde ilâhî aşkı işlemiş ve bunu çoğu defa çaresizlikle beşerî aşka dair sembollerle dile getirmiştir. Şair, şiirlerinde mecazlara, istiârelere, kinâyelere, tasvirlere ve genel olarak beyân ve bedî ile ilgili sanatlara geniş ölçüde yer vermiştir. Arap diline olan yüksek hâkimiyeti ve usta bir şair olması hasebiyle, ulaştığı tasavvufî mertebeleri ve yaşadığı ruhî hâletleri çok mâhir bir şekilde nazma dökmüştür. İbnu’l-Fârid’in ilâhî aşkı üstün bir sanat gücüyle ifade eden şiirleri, bazı din bilginlerini rahatsız etmiş ve bunlar tarafından kendisine çeşitli eleştiriler yöneltilmiştir.