Z kuşağı şeklinde tanımlanan ve internet ortamına doğan çocukları eğitmek çok da kolay görünmemektedir. Geleneksel bir ifade olan “eti senin, kemiği benim” olgusu ile yapılan eğitim artık anlamını yitirmiştir. Öğretmenlerin cetvelle dolaştığı sınıfların yerini, merkezde öğrencinin olduğu, yaparak-yaşayarak öğrenmelerin ön plana çıktığı yeni nesil eğitim ortamları tasarlanmaktadır. Yapılan araştırmalar Z kuşağının; sınavların olmadığı, öğrenciyi öncelleyen, teknoloji kullamının yaygın olduğu, toplumsal değerlerin göz ardı edilmediği, öğrencilerin hem okulu hem de öğrenmeyi sevdiği bir ortamın oluşturulması gerektiğini söylemektedirler.