Pîr-i Türkistan olarak bilinen Ahmed Yesevî, Orta Asya Türklerinin dinî ve tasavvufî hayatında derin izler bırakmış, mutasavvıf, şair ve Yeseviyye tarikatının kurucusudur. Ahmed Yesevî’ye bağlı Erenler için “Horosan Erenleri” tabiri kullanılmıştır. 13. yüzyılın ilk yarısında Moğol istilası yada farklı nedenlerden dolayı Horasan’dan Anadolu’ya gelen Horasan Erenlerinin Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslâmlaşmasında büyük hizmetleri olmuştur. Horasan Erenleri, Anadolu’ya geldiği sıralarda bir taraftan Selçukluların taht kavgaları, diğer taraftan Moğol istilası altında olan ülke, siyasi ve ekonomik bir buhran içerisindedir. Horasan Erenleri buradaki Hristiyanlık merkezine karşı Türk birlik ve beraberliğini sağlamak, Anadolu’yu Türkleştirmek ve İslamlaştırmak için Türk halkına öncülük ederek çaba sarf etmiştir. Ahmet Yesevi ışığını yeni topraklara taşımakla görevli olan Horasan Erenleri, belirli bölgelerde kurdukları tekke ve zaviyeler ile halka her anlamda hizmet vererek, halkın manevi dünyasını zenginleştirmiş, gönülleri savaşarak yada korkutarak değil, fethederek kazanmayı başarmıştır. Ahmet Yesevi dervişleri dinine ve devletine bağlı, disiplinli, kimseye el açmayan, elinin emeği ile geçinen örnek insanlardır. Anadolu, sadece siyasi ve askeri fetihlerle kazanılmamıştır. Anadolu’nun bu yeni sahipleri insanlara güven vererek, Ermeni ve Rumlar için bile bir güven ve umut kaynağı olmuştur.