ANADOLUNUN MANEVİ MİMARLARI

İnsanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerine ve en kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Anadolu coğrafyası, geçmişten günümüze önemini hiç kaybetmemiş ender yaşam alanlarından biridir. Bu durum Anadolu’nun medeniyetlerin kurulma ve yıkılma alanı olarak birbiriyle tezat teşkil edebilecek pek çok yaşantıya ev sahipliği yaptığı anlamına da gelmektedir. Zafer sevinçleri kadar, yenilginin getirdiği kaotik durumlar da, Anadolu coğrafyasının kaderinin ayrılmaz bir parçasıdır. Özellikle 13. Yüzyılda savaş, istila, fakirlik, yağma, talan, esaret, kan, göz yaşı, hastalıklar, Anadolu’da yaşanan trajedinin ve kaotik ortamın boyutlarını dile getiren ifadelerdir. Tarihte kahramanlarla ve destansı anlatılarla, travmatik süreçlerin ilişkilendirilmesi, Anadolu’da bu süreçlerin sonlandırılmasına öncülük eden pek çok kahramandan ve destansı olaydan söz etmeyigerektirmektedir. Özellikle Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran gibi karizmatik ve güçlü kişiliklerin, dönemlerinde ki kaotik ortamın sonlandırılmasına yönelik destansı mücadeleleri, bu şahsiyetlerin Anadolu insanının duygu, düşünce ve gönül dünyalarında bıraktıkları kalıcı izin açıklaması olarak değerlendirilebilir. Asırlar geçmesine rağmen Anadolu insanının dil, edebiyat, şiir, estetik, kültür, ahlâk, eğitim ve din anlayışı gibi sosyal yaşantılarının her alanında bu isimlere yer verilmesi, gösterdikleri fedakarlıklara bir vefa olarak değerlendirilebilir. Hazırladığımız bu kitap da Anadolu insanının manevi öncüleri ve destansı mücadelelerin kahramanları olarak sembolize edebileceğimiz Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran büyüklerimize duyulan sevginin, saygının, minnetin ve vefanın bir parçası olarak anlamlandırmak mümkündür. Bu büyüklerimizin kutlu mesajlarının yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması; Türklük bilincinin canlı tutulması, toplumsal huzur ve barışın tesisi ve sağlıklı bir din ve dindarlık anlayışının benimsenmesi açısından da hayati öneme sahiptir.