Sosyal bir nitelikte yaratılan insan, bu niteliğinin bir yansıması olarak içinde yaşadığı toplumla etkileşim içerisinde bulunmuştur. İnsanın çok yönlü olan etkileşiminin bir yönü de duygu ve düşünce paylaşımıdır. Duygu ve düşüncelerin muhataplarda etki oluşturması ve bunların kalıcı bir nitelik kazanması için çeşitli söz formları kullanılmıştır. Bu çerçevede, içinde doğduğu topluma ayna tutan, söz formlarına bürünmüş duygu ve düşünce mirasına edebiyat denilmektedir. Her milletin, tarihî süreç içerisinde kendisine ayna tutan kültürel mirası, o milletin edebiyatını teşkil etmektedir. İnsanlık tarihî için sözlü aktarım formlarıyla başlayan edebiyat, zamanla yazılı aktarım formalarının farklı türleriyle zenginleşmiş ve gelişmiştir. Arap edebiyatı da bahsi geçen sürecin dışında kalmamıştır. İlk dönemi olan cahiliye dönemi edebiyatından itibaren sözlü yazın unsurlarıyla başlayan Arap edebiyatı, zamanla tür ve ürün bakımından zenginleşmiştir. Modern Arap Edebiyatı dönemiyle birlikte tesirinde kaldığı Batı edebiyatının yazın türleri, onun bünyesine girmeye başlamıştır. Bu türlerden biri de “makale”dir.