Son yıllarda ulusal ve uluslararası alanda fiziki coğrafya çalışmalarında birçok yeni ve teşvik edici gelişmeleri heyecanla seyretmekteyiz. Bunlar sadece yeni bilgilerden ibaret olmayıp, konuya yeni kavram ve anlayışların getirilmesi yeni yaklaşımların sunulması şeklinde yansımaktadır. Neredeyse kaçınılmaz olarak, bu durum, akademisyen açısından disiplinin tüm yönlerini takip etmesini zorlaştırmış ve artan çeşitlilikte makale, kitap bölümü ve kitap ortaya çıkarmıştır. Fiziki coğrafyanın dalları olan jeomorfoloji, hava ve iklim, hidrografya, toprak, vejetasyon, zoocoğrafya, afetler coğrafyası gibi alanlar kendi yaklaşım ve hedeflerini geliştirme eğilimi göstermiştir.