HIZLI DEĞİŞEN ÇEVREYE ARTAN UYUM İHTİYACI: TARIMIN ZORLUKLARI

Son birkaç on yılda, tarım dünya ekonomisinde önemli bir rol oynamıştır. Hızla artan nüfus için daha fazla gıda üretme ihtiyacı, bitkisel ve hayvansal üretim üzerinde baskı yaratmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeki besi hayvanlarının çoğu karma hayvancılık sistemlerinde tutulmaktadır. Tahıllar ve baklagiller ve mahsul artıkları, hayvanların diyetinin temelini oluşturmaktadır. Modern tarım, artan dünya nüfusunu sürdürülebilir bir şekilde beslemek için yüksek üretkenliği düşük etki ile birleştirmelidir. Gelişmekte olan ülkelerde zenginliğin artmasıyla birlikte insanlar daha fazla et tüketecek; bu nedenle et tüketiminin ve dolayısıyla hayvancılıktan kaynaklanan yüksek çevresel etkinin, nüfus artış hızından daha yüksek bir oranda artması beklenmektedir. Arıca tarım, sera gazı emisyonlarına ve küresel ısınmaya önemli ölçüde katkıda bulunmakta ve tarımın çevresel etkisini azaltmak küresel sürdürülebilirlik için temeldir. Son yıllarda, bitki ıslahı popülasyonlarındaki fizyolojik ve biyokimyasal özellikleri belirlemek için moleküler yaklaşımların veya yöntemlerin geliştirilmesi, çevresel farklılıklara eğilimli koşullarda hedeflenen mahsullere önemli etkilere sahiptir. Bir çeşidin çevreye uyumu, o türün veya çeşidin tarım koşullarındaki değişikliklere olumlu tepki verme yeteneği olarak tanımlanır. Uyumluluk, mahsullerin yıllık verim artışlarıyla yakından ilişkilidir. Bununla birlikte, belirli mahsullerin uyarlanabilirliği bölgeler arasında farklılık gösterdir. Baklagiller, mısır, darı, buğday ve sorgum birçok ülkede en yüksek adaptasyon kabiliyetini gösteren türlerdir.