İNSAN YAPILARLA NASIL KONUŞUR?

Toplumsal bir yaşam sürdüren insan için iletişim oldukça önemlidir. Çünkü insanın kendisini var edebilmesini sağlamaktadır. Diğer taraftan etrafımızda bulunan her şeyle ister istemez iletişim halindeyiz ve bu durum bizim tutum ve tavırlarımızı etkilemektedir. Dolayısıyla iletişim hayatta kalmak için kaçınılmaz bir hal almaktadır. Ama sadece insanlar değil, insanlar dışında yaşayan ve yaşamayan her şey de birbirleriyle iletişim kurar. Bu iletişim biçimleri kendi içlerinde değişmektedir. Farklı iletişim biçimlerini anlayabilmek o iletişim biçimine ait dili bilmeyi gerektirir. Mimarlığın da kendine ait bir dili vardır. Bu dilin bilinmesiyle yapılarla iletişim kurabiliriz. Bu sebeple mimarlık ve iletişim arasında tutum ve davranışı etkileyen bir ilişki bulunmaktadır. Mekânın işlevi ve sahip olduğu mimari üslup tarzı, kullanıcısının davranışlarını etkilemektedir. Örneğin sosyalleşme alanı olan kafelerde daha rahat bir şekilde hareket ederken, işlevi ibadet olan dini yapılarda ise ister istemez daha temkinli davranma ihtiyacı duyarız. Çünkü yapı sadece işleviyle değil, o işlevi de hissettirecek tasarım kurgusu sayesinde kullanıcısıyla temasa geçer. Bu kitapta da farklı dinlere ve kültürlere ev sahipliği yapan Anadolu topraklarında yer edinmiş dört yapının kullanıcısıyla olan teması yer almaktadır.