Türk mesnevî edebiyatı 11. yüzyılda Yusuf Has Hâcib’in Kutadgu Bilig eserinden başlayarak 19. yüzyılın ortalarına kadar çeşitli sahalarda Türk kültür ve medeniyetinin unsurlarını aksettirmesi yönüyle önemlidir. Bu çalışmanın amacı Türk edebiyatının bilinen ilk mesnevîsi Yusuf Has Hâcib’in Kutadgu Bilig adlı eseri ile 14. yüzyılda Elvan Çelebi’nin Menâkıbu’l-Kudsiyye fî Menâsıbi’l-Ünsiyye adlı eserindeki savaş ve barış kavramlarını incelemek ve şairlerin bu konudaki görüşlerini ortaya koymaktır.
18.yüzyıl Osmanlı’nın gerileme devri olup 1699 Karlofça Antlaşması’yla Osmanlı Devleti’nin çöküşü hızlanmış ve Osmanlı büyük güç olmaktan çıkmıştır. Anlaşılacağı üzere bu yüzyıl, hem içte hem dışta çeşitli sıkıntıların yaşandığı bir yüzyıldır. Bu yüzyılda Batı’nın Osmanlı üzerindeki etkisi giderek artmaya başlamış ve 18.yüzyılın ilk çeyreği içinde Batı’yla yapılan Pasarofça Antlaşması’nın (1718) ardından girilen “Lâle Devri” Osmanlı için kısa da olsa bir barış, sükûnet dönemi olmakla beraber zevk ve eğlence dönemi olmuştur. Kültürel pek çok gelişmenin olduğu 13 yıllık bu dönem Damat İbrahim Paşa’nın öldürüldüğü, III.Ahmet’in tahttan indirildiği Patrona Halil İsyanı ile (1730) sona erer. Ardından tekrar güçlüklerin yaşandığı bir döneme girilir. Bu yüzyıl, aynı zamanda Osmanlı’nın çöküşünü durdurmak amacıyla çarelerin arandığı, pek çok ıslahatın gerçekleştirildiği bir yüzyıldır.
Ayçiçeği (Helianthus annuus L.), yağlı tohumlara sahip olan önemli endüstri bitkilerinden birisidir. Yağlık ve çerezlik olmak üzere başlıca 2 çeşidi vardır. Yağlık tohumlarından yemeklik sıvı yağ ve margarin elde edilir. Çerezlik tohumları, insan beslenmesinde kuru yemiş olarak tüketilir. Bitki yüzey artıklarından toprağın organik madde içeriğinin artırılması, nem kaybının ve erozyonun önlenmesi amacıyla yararlanılır. Küspesi, hayvan yemi olarak kullanılır. Ayçiçeğinden ayrıca motor yağı, hidrolik yağ, biyoyakıt, ilaç, boya, sabun gibi ürünlerin imalatında ham madde olarak yararlanılır.
Küreselleşmenin boyutları ve etkileri arttıkça uluslararası pazarlarda küresel markaların önemi de artmaktadır. Teknolojinin ve lojistik kanallarının gelişmesi, ürün ve malların serbest dolaşımının sağlanması pazarları uluslararası statü kazandırmaktadır. Bu gelişimlere bağlı olarak Avrupa Birliği üyesi olan Bulgaristan ve bu pazara yakın olan Türkiye’de kayıtsız kalmamış ve küresel marka ithalatı ve ihracatı yapmaktadırlar.
Bireylerin her açıdan varoluşlarının temeli olan aile, pekçok bilim dalının çalışma konularından biri olmaya devam etmektedir. Aileye İlişkin güncel değerlendirmeler-5 başlıklı bu kitabımızda da daha önceki kitaplar gibi aile ve bireye yönelik derleme çalışmalarına yer verilmiştir.
Ekonomide devletin rolüne ilişkin görüşler Antik Yunan uygarlığında Platon ve Aristo’ya kadar uzanmaktadır. Bu uzun tarihi süreçte bazen devletin rolünün artması bazen de zorunlu olmadıkça müdahale etmemesi gerektiği yönündeki görüşler, tahteravalli gibi bir dönem önem kazanmakta diğer dönem değerini yitirmektedir. Salgın hastalıklar insanlık tarihinde defalarca görülmüş olmasına rağmen tıbbi gelişmelerle son yüzyılda gündemden düşmüştür. Yaklaşık yüzyıllık bir aradan sonra 2019 yılında başlayan Covid 19 pandemisi gerek insanların iç dünyalarında gerekse de sosyal ilişkilerinde önemli sorgulamaları beraberinde getirdi. Bu sorgulamalardan devlet de muaf tutulmadı. Pandemi gibi ciddi bir sorun karşısında devletsiz bir çözümün mümkün olmadığı genel bir kabul gördü. Ekonomi paradigmasındaki bu değişim Refah Devleti kavramını tekrar gündeme getirdi.
“Eskiçağda Kırşehir ve Çevresi” konulu bu çalışma ile bölgenin tarih öncesi ve tarihi çağlardaki durumu aydınlatılmaya çalışılmıştır. Kırşehir ve çevresi, coğrafi konum itibariyle Anadolu’nun orta bölgesi durumundadır. Bu özelliği sayesinde Kırşehir, Anadolu’nun doğusundan batısına ve kuzeyinden güneyine gerçekleşen kültür akışını üstlenerek, eski medeniyetlerin bir kavşak yeri olmuştur. Kırşehir ve çevresi Orta Kızılırmak Havzasında, Kızılırmak ve kollarının suladığı topraklarda yer almaktadır. Bölge tarihöncesi çağlarda yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılayacak bütün elverişli özelliklere sahipti. Bu yüzden de en eski çağlardan itibaren insanlığı buralara çekmiştir. İnsan yerleşimine son derece elverişli topraklarda yer almasının sonucu olarak Kırşehir ve çevresi Kalkolitik Çağın sonlarından günümüze kadar kesintisiz iskâna uğramıştır.
Futbolda da diğer bilim alanlarında olduğu gibi başarıya ulaşmak için izlenen yollar bilimsel temellere dayandırılmaya başlanmıştır. Yapılan bilimsel araştırmaların hedefi insan sınırlılıklarını tahmin ederek en üstün performansı yakalamaktır. Araştırmamızda futbolcuların sprint özellikleri ile anaerobik güç değerleri karşılaştırılarak mevkiler arasında farklılık olup olmadığı belirlenmeye çalışılmıştır.